Düşünün... Genç bir erkeksiniz ve seviyorsunuz. Bir şekilde açılıyor
ve karşılık buluyorsunuz. Çok seviyor-seviliyor ve evleniyorsunuz. Geçen 6 sene
size iki tane nurtopu gibi evlat veriyor. Ekonomik durumunuzda gayet yerinde.
Tabiri caizse dört başı mağmur bi hayat.
Fakat gün geçtikçe mecburen
eşinizin size olan ilgisi düşüyor. Çocuklara olan mecburi ilgisi onu hayata
karşı yoruyor. O kıpır kıpır capcanlı insan gidiyor, yerini bambaşka biri
alıyor. Ama bu durumda genede onu suçlamıyorsunuz. Zaten suçluda
değil...
Sonra eşinizin o aşık olduğunuz haline tıpatıp benzeyen birisinin
farkına varıyorsunuz. Daha doğrusu zaten farkında olduğunuz ve vakti-zamanında
eşiniz nedeniyle tanıştığınız birisini farkediyosunuz. Eşinizin en yakın
akrabasını... Sonra onun size olan bakış açısını, sizinle ilgili olan
düşüncelerini öğreniyorsunuz. Hayata bakışını eşinizle kıyaslıyorsunuz. İçiniz
yanmaya başlıyor. Dünya tepenize göçüyor. hayatınızın daha 22 sinde (eşinizinde
hayatının çok daha baharında 18 inde) iken evlenmişsiniz. Hata yaptım, onu da
yaktım diyorsunuz.
Sonra günler geçiyor. Bu süreçte en çok korktuğunuz şey,
eşinizi aldatmak. Aldatmak sadece birisiyle yatmak demek değildir elbette, ama
nereden geldiğini bile bilmediğiniz bu yanlış olan sevgiyede engel olmak insanın
elinde olan bişey değildir.
O kişiyle son kez konuşursunuz. Hayatınız
boyunca çok sık bi şekilde (eşiniz nedeniyle) görmez zorunda olduğunuz bu
kişiyle ağlayarak bir karar alırsınız. Bitti.... Zaten yoktu. Tamamıyle bitti.
Artık konuşulmayacak dersiniz. Ve elveda dersiniz. Eli elinize bir defa bile
değmememiştir. Sırf eşinize olan saygınızdan.
Yani velhasılı gerçekten çok
sevmiş olmanıza rağmen, hayatın size verdiklerine saygınız nedeniyle, bu aşkı
"YAŞAMAMA CESARETİ" nde bulunursunuz. Eşinize gider ve sana aşık olmaya
ihtiyacım var der, o hiç bilmesede yasak aşkınızı unutmak ve yaşamamak için yine
eşinize sığınırsınız.
Her ne zaman, hayatınızdaki "o" kişiyle olan tek
oturmuşluğunuzda olsa o salaş çaybahçesinden istanbulu ne zaman seyretseniz ve
her acı çayın tadını aldığınızda gözleriniz dolsada siz hayatınıza devam
edersiniz..... Kalbinizde tek bir umut vardır. Eşinize tekrar aşık
olabilmek....
Başı ve sonu olmayan ama ortası bir rüya kadar tatlı ve
güzel olan tüm yaşanmamış ve yaşanmaması tercih edilmiş
aşklara.....